İnsanla
görünen O İlah adına,
1.
Göklerde ve yerde olanlar (ölümsüz bilgeler ve insanlar) O İlah’ı dile getirir, Odur bilgelerin sevgilisi,
2. Odur
ilkinde kitap ehli kâfirleri (kalp körlerini) toplayıp yurtlarından çıkaran. Siz onların zayıf
düşeceğini beklemiyor, onlar da kalelerinin kendilerini O İlah'tan koruyacağını
düşünüyorlardı. Ama O İlah onlara beklemedikleri yerden gelip yüreklerine korku
düşürdü de, iman sahipleriyle birlikte kendi evlerini kendi elleriyle yıktılar, ey
anlayış sahipleri ibret alın,
( Hayber
kuşatması ve Hayber sürgünü incelenmelidir. Hz. Ali'nin kahramanlıklarıyla
süslenen bu hadise gelecek hedefler için planlanmış bir projeye benziyor.
Bu hedefler; 1. İsa'ya ihanet eden Roma'yı ve çürüyen Sasanileri yıkmak. 2. Yahudi halkı bölgeden uzaklaştırmak. 3. Geride bıraktıkları malları dağıtarak Araplarla Yahudiler arasında gittikçe açılan ekonomik uçurumu dengelemek. 4. Bu suretle Arapları gelecek fetih ve işgaller
için iştahlandırmak, olarak sayılabilir. Nitekim sonraki yıllarda kuzeyden gelen Türkler de bu projenin bir parçası oldular. )
3. Eğer O
İlah onlar için sürgüne hükmetmemiş olsaydı dünyada azap ederdi, onlar için
ölümden sonraki hayatta acıklı azap vardır,
4. Bu O
İlah’a ve elçisine karşı geldikleri içindir, O İlah’a karşı gelene O İlah’ın
cevabı ağırdır,
5. O
İlah’ın izniyle hurma ağaçlarından bazılarını kesmeniz haddini aşanları perişan
etmek içindir,
6. O
İlah’ın onlardan alıp elçisine verdiği savaş ganimetleri için siz kafa yormadınız ve huzurda durmadınız.
Fakat O İlah elçilerini dilediğine musallat eder, O İlah’ın her şeye gücü yeter,
("Fey": Harp sonucunda elde edilen mal, ganimet. "Hayl": At, at sürüsü, atlılar, zümre, topluluk, düşünmek, kafa yormak. "Rikab": Büyük bir kimsenin huzuru, önü, makamı. )
("Fey": Harp sonucunda elde edilen mal, ganimet. "Hayl": At, at sürüsü, atlılar, zümre, topluluk, düşünmek, kafa yormak. "Rikab": Büyük bir kimsenin huzuru, önü, makamı. )
7. O
İlah’ın yöre halkından verdiği bu ganimetler yalnızca O İlah ve elçisi içindir,
yakınlar, yetimler, yoksullar ve yolda kalmışlar için. O ganimet içinizden bir
takım zenginler arasında alınıp satılarak dolaşan bir mal olamaz. Elçi size ne
verdiyse alın ve ne yasaklarsa ondan sakının. O İlah için koruyup korunun, çünkü O
İlah cevabı ağır olandır,
8. O
mallar, yurtlarından ve mallarından ayrılıp fakir düşmelerine rağmen O İlah’ın
hoşnutluğu için O İlah’a ve elçisine yardım eden sadıklarındır,
9. Yerli halktan iman edenler, yurtlarından ayrılıp yanlarına sığınanları sever
ve onlara verilenden dolayı kıskançlık duymazlar. Kendi ihtiyaçları olsa bile,
onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte
onlar kurtuluşa erenlerdir,
10. Ve
onların yanına yerleşenler derler ki; Rabbimiz, bizi ve imanda bizi geçen bu
kardeşlerimizi bağışla, gönüllerimizde iman edenlere karşı kıskançlık bırakma.
Rabbimiz, şüphesiz şefkatli ve merhametlisin,
11. Ara
bozuculara dikkat ettin mi? Kitap ehli görünen kâfir (kalp körü) dostlarına diyorlar ki;
Nerede olursa olsun sizinle beraberiz, sizin aleyhinizde ebedi kimsenin yanında
olmayız, eğer savaş açarlarsa mutlaka yardım ederiz. O İlah şahit yalan
söylüyorlar,
12.
Şüphesiz sürülseler onlarla beraber gitmez, savaş çıksa yardım etmez, etmeye
kalksalar bile dönüp kaçarlar da yardım edemezler,
13.
Doğrusu O İlah’tan çok sizden korkuyorlar. Bunun nedeni mantıksız olmalarıdır,
14. Kale
duvarları veya siperlerin arkasında olmadıkça toplanıp sizinle savaşamazlar.
Kendi aralarındaki çekişme büyüktür, sen onları birlik sanırsın halbuki içleri
darmadağındır. Bu akıldan uzak oldukları içindir,
15.
Yaptıklarının cezasını görmüş olan öncekiler gibi onları da acıklı bir azap bekliyor,
16. Bu durum şeytanın durumu gibidir ki; Şeytan insana kafirliği (kalp körlüğünü) telkin eder de, kafir (kalp körü) olduktan sonra şöyle der;
Seninle ilgim yok, ben âlemlerin rabbi olan O İlah’tan korkarım,
17.
Nihayet ikisinin de sonu içinde ebedi kalacakları ateştir ve bu zalimlerin (nefsine uyanların) cezasıdır.
18. Ey
iman edenler, O İlah için koruyup korunun ve herkes yarın için ne hazırladığına
dönüp baksın. O İlah için koruyup korunun, çünkü O İlah yaptıklarınızdan
haberdardır,
19. O
İlah’ı unutan kimseler gibi olmayın, çünkü onlar böylelikle kendilerini unutmuşlardır. İşte onlar yoldan çıkanlardır,
20. Ateşe
düşenle cennete giren bir olmaz, cennetlikler kurtuluşa erenlerdir,
21. Eğer biz bu okunanları bir dağa (bir alime) indirseydik, O İlah korkusundan parça parça olduğunu görürdün. İşte bu misalleri
insanlar için veriyoruz, umulur ki düşünürler,
( Araf 7/143 ayetindeki Musa kıssasından söz ediliyor. )
22. O
İlah ki, Ondan başka ilah yoktur. Görüneni ve görünmeyeni bilir. Odur geçmişten geleceğe hep var olan,
23. O
İlah ki, kendisinden başka ilah yoktur. Odur hükmeden, kutsal olan, kurtuluşa çıkaran, emin olunan, denetleyen, sevip sevilen, zorlayan ve büyüklüğünü ortaya koyan. Eksiksiz ve kusursuz O İlah ortak koşulan şeylerden yücedir,
24. O
İlah Odur ki yaratan, kusursuz düzenleyen ve en güzel şekli verendir, en
güzel isimler Onundur. Göklerde ve yerde olanlar (ölümsüz bilgeler ve insanlar) Onu dile getirir, Odur bilgelerin sevgilisi.
("Halik": Yaratıcı, Allah'ın isimlerinden biri. "Bari": Düzgün, tertipli, eksiksiz ve mükemmel yaratan, Allah'ın isimlerinden biri. "Musavvir": Her şeye en güzel şekil, biçim ve görünüş veren, Allah'ın isimlerinden biri. "Aziz": Sevilen, sevgili, Allah'ın isimlerinden biri. "Hakim": Bilge, Allah'ın isimlerinden biri. )
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder