İnsanla
beliren O İlah adına,
1. Bak
geceyle (cehaletle) gündüzün (bilginin) ayrılışına,
("Fecir": Bir şeyi oldukça geniş biçimde ikiye ayırmak, güneş doğmazdan hemen önce
oluşan karanlık ve aydınlık, tan yeri.)
2. Bak On geceye,
("Aşr": On, ondan birini almak, ona tamamlamak.
Aradığımız on gece, Musa'ya verilen on gece ve o gecelerde verilen on emirdir. On emir, on haramdır. Bu haramlardan kaçınmazsak tuttuğumuz on gün oruçları boşa gider ve bütün gecelerimiz kararır, kaçınırsak bütün günlerimiz oruçlu geçer ve bütün gecelerimiz gündüz olur.
1. Benden başka bir ilahın olmayacak,
2. Suretlerden put edinip tapmayacaksın,
3. Rabbinin adını boş yere ağzına almayacaksın,
4. Kutsal günün emir ve yasaklarını unutmayacaksın,
5. Anana babana hürmet edeceksin,
6. Öldürmeyeceksin,
7. Zina etmeyeceksin,
8. Çalmayacaksın,
9. Yalan söylemeyeceksin,
10. Kimsenin malına ve namusuna göz dikmeyeceksin. Tevrat / Çıkış 20: 2-17” )
2. Suretlerden put edinip tapmayacaksın,
3. Rabbinin adını boş yere ağzına almayacaksın,
4. Kutsal günün emir ve yasaklarını unutmayacaksın,
5. Anana babana hürmet edeceksin,
6. Öldürmeyeceksin,
7. Zina etmeyeceksin,
8. Çalmayacaksın,
9. Yalan söylemeyeceksin,
10. Kimsenin malına ve namusuna göz dikmeyeceksin. Tevrat / Çıkış 20: 2-17” )
3. Bak çifte
ve teke,
Müfessirler çift kelimesinin zıtlardan oluşan varlık alemini, tek kelimesinin de Allah'ın birliğini anlattığı konusunda hemfikir. Çiftleri saymak imkansız, ama ya tek olan?
Kim O tek olduğu halde biz diye konuşan?
112 İhlas suresinde bu sorunun cevabına yaklaşmaya çalıştık. )
4. Ve bak uzaklaşan geceye (azalan cehalete),
5. Akıl
sahipleri için bunlarda kasem (Allah'ın şahitliği) var mı?
("Yemin": Söz vermek, yemin etmek. "Kasem": Allah'ı şahit tutarak yemin etmek, yemini Allah ile güçlendirmek.
Var mı, yok mu? Biliyorsanız var, bilmiyorsanız yok. Bu işler iman ettim demekle bitmiyor, üstüne bir de imtihan ediyorlar. )
Var mı, yok mu? Biliyorsanız var, bilmiyorsanız yok. Bu işler iman ettim demekle bitmiyor, üstüne bir de imtihan ediyorlar. )
6.
Görmedin mi rabbin ne yaptı Ad’e,
7. Sütunlar
üstünde kurulu İrem’e?
8. Ki
ülkeler içinde onun eşi benzeri yoktu,
9. Ve
vadilerde kayaları oyan Semud,
10. Ve
anıtlar sahibi firavun?
11. Onlar
ülkelerinde aşırıya gittiler,
12.
Böylece karışıklık ve kötülüğü arttırdılar,
13. Bu
yüzden rabbin üzerilerine ceza kırbacını indirdi.
(
Buradaki kırbaç benzetmesinin firavunların taşıdığı kırbaçla bir ilgisi olup
olmadığı, kavramlar ve semboller açısından dikkate alınmalıdır. )
14.
Şüphesiz rabbin gözetlemekte,
("Mirsad": Gözetleme yeri, gözetleme aracı, suçluları gözetleyip duran, suçlular için hazır bekleyen, pusu. )
("Mirsad": Gözetleme yeri, gözetleme aracı, suçluları gözetleyip duran, suçlular için hazır bekleyen, pusu. )
15. Fakat
insan rabbi denemek için bol verdiğinde rabbim bana cömert davrandı der de,
16. Yine
denemek için kıstığında rabbim bana sahip çıkmadı der,
17. Tam
aksine sizsiniz kimsesize sahip çıkmayan,
18.
Yoksulları doyurmaya yanaşmayan,
19. Her
elinize geçeni büyük bir hırsla yiyor,
20. Ve
malı mülkü aşırı seviyorsunuz,
21. Ama
yeryüzü parça parça düzenlendiği,
22. Ve
rabbin gelip melekler (bilgeler) saf saf durduğunda,
( Bu
ayet diriliş günü Allah'ın insanlara göründüğü anı anlatıyor ve Buhari'de
aktarılan oldukça uzun bir hadisten kısa bir alıntı yapıyoruz;
" Kıyamet günü Allah insanları diriltir ve der ki,
- Her kim neye tapıyorsa onun peşinden gitsin.
Böylece insanların kimi güneşin, kimi ayın, kimi de başka inançların peşinden gider. Geride münafıkları da dahil olmak üzere bu Muhammet ümmeti kalır. Ve Allah onlara genç bir insan suretinde görünüp;
- Ben sizin rabbinizim, der. Onlar derler ki;
- Hayır, senden Allah'a sığınırız, biz rabbimizi biliriz ve o gelene kadar burada duracağız. Allah,
- Ben sizin rabbinizim, diye tekrarlayınca onlar yine aynı cevabı verirler.
Sonunda rableri onların bildiği bir surete bürününce;
- Evet sen bizim rabbimizsin, derler. Sonra Allah sorar;
- Rabbinizi tanıdığınızın alameti var mıdır?
- Vardır, denilince secde ortaya getirilir ve secde etmeleri istenir. Artık kim gönülden yaptıysa belli olur, kimilerinin beli tahta gibi sertleşir de eğildikçe devrilir. "
Kimdi genç bir insan suretinde görünen Allah? Bu sorunun cevabını herkes kendi kalbinde ve kendi çocuklarının yüzünde arayıp bulmalı. )
" Kıyamet günü Allah insanları diriltir ve der ki,
- Her kim neye tapıyorsa onun peşinden gitsin.
Böylece insanların kimi güneşin, kimi ayın, kimi de başka inançların peşinden gider. Geride münafıkları da dahil olmak üzere bu Muhammet ümmeti kalır. Ve Allah onlara genç bir insan suretinde görünüp;
- Ben sizin rabbinizim, der. Onlar derler ki;
- Hayır, senden Allah'a sığınırız, biz rabbimizi biliriz ve o gelene kadar burada duracağız. Allah,
- Ben sizin rabbinizim, diye tekrarlayınca onlar yine aynı cevabı verirler.
Sonunda rableri onların bildiği bir surete bürününce;
- Evet sen bizim rabbimizsin, derler. Sonra Allah sorar;
- Rabbinizi tanıdığınızın alameti var mıdır?
- Vardır, denilince secde ortaya getirilir ve secde etmeleri istenir. Artık kim gönülden yaptıysa belli olur, kimilerinin beli tahta gibi sertleşir de eğildikçe devrilir. "
Kimdi genç bir insan suretinde görünen Allah? Bu sorunun cevabını herkes kendi kalbinde ve kendi çocuklarının yüzünde arayıp bulmalı. )
23. İşlerin tatil edildiği o gün cehennem getirilir ve anlar, fakat artık anlayışın ona ne faydası var?
24. Der
ki; Keşke bu hayatım için önceden bir şeyler yapsaydım,
25. Ve işlerin tatil edildiği o
gün kimse Onun gibi cezalandıramaz,
26. Ve
kimse Onun gibi bağlayamaz.
27. Ey güven duyan nefis,
("İtminan": Güven duymak, kesin olarak bilmek, kararlı olmak. "Mutmain": Emin
olan, güven duyan, şüphe duymayan, huzur bulan.)
28. Rabbine
herkesle helalleşmiş olarak dön,
29. Ve bana kulluk edenlerin arasında,
30.
Cennetime gir.
("Cenn": Örtülmüş olan, gizlenmiş olan, ana karnındaki cenin. "Cennet": Saklı bahçe, gizli bahçe.
***
90 BELED (Şehir)
("Beled": Yerleşim yeri, şehir, belde. "Hıll": Helal, yapılması yasak olmayan işler, helaller alanı, Kabe ile koruma sınırları arasında kalan alan.)
("Necd": Açık ve işlek yol, iyilik ve kötülük yolu.)
90 BELED (Şehir)
İnsanla görünen O İlah adına,
1. Yemine gerek yok bu şehre,
("Yemin": Söz vermek, ahdetmek. "Kasem": Allah'ı şahit tutarak yemin etmek, söze Allah'ı şahit tutmak, yemini güçlendirmek.
("Yemin": Söz vermek, ahdetmek. "Kasem": Allah'ı şahit tutarak yemin etmek, söze Allah'ı şahit tutmak, yemini güçlendirmek.
2. Ve senin bu şehirde helallerde olduğuna,
("Beled": Yerleşim yeri, şehir, belde. "Hıll": Helal, yapılması yasak olmayan işler, helaller alanı, Kabe ile koruma sınırları arasında kalan alan.)
3. Bak anaya babaya ve onlardan doğan çocuklara,
4. Şüphesiz biz insanı zorluklarla iç içe yarattık,
5. Yoksa kendine kimsenin güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
6. Zengin ve güçlüyüm, diyor,
7. Yoksa kendisini kimsenin görmediğini mi sanıyor?
8. Peki ama ona gören iki göz vermedik mi,
9. Konuşan bir dil ve iki dudak?
10. Ona iki yol gösterdik,
("Necd": Açık ve işlek yol, iyilik ve kötülük yolu.)
11. Fakat o dik yokuşu geçemedi,
12. O dik yokuş nedir bilir misin?
13. Bir köleyi kurtarmak,
14. Kıtlık günlerinde doyurmaktır,
15. Gerek yakınlardan bir yetimi,
16. Gerek çaresiz düşmüş bir yoksulu,
17. Sonra da iman edenlerden, birbirlerine sabır ve merhameti tavsiye edenlerden olmaktır,
18. İşte onlardır mutlu sona erenler.
19. Ayetlerimize kafir (akıl körü) olanlarsa hüsrana düşenlerdir,
20. Ateş kapanır üzerlerine.
***
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder