95 TİN (İncir)

İnsanla görünen O İlah adına,

1. Bak incir ve zeytine,

("Tin": İncir. "Zeytun": Zeytin.

Sadece ağaçlara ve meyvelere bakmakla kalırsanız, göreceğiniz şey sadece iki farklı ağaç ve iki farklı meyvedir. Kurandaki ağaçlara baktığınızda ise daha başka bir şey görürsünüz.

" Yoksa gökleri ve yeri yaratıp gökten size su indiren başka biri mi var? Onunla tek bir ağacını bile bitirmeye gücünüzün yetmediği güzel bahçeler yetiştirdik. O İlah varken başka ilah olur mu, doğrusu onlar ortak koşan bir toplum. Neml 27/60."

" Gökten bereketli bir su indirip onunla bahçeler ve hasat ettiğiniz tohumlar yetiştirdik, Ve sımsıkı dizili salkımlarıyla uzun hurma ağaçları. Kaf 50/9-10."

" Siz ilk yaratılışınızı bilirdiniz, şu halde neden hatırlamaya çalışmıyorsunuz.?
İsterseniz ekip biçtiğinizi düşünün,
Onları ziraat eden siz misiniz yoksa biz mi?
Dileseydik ot olarak bırakırdık da şaşırıp üzülür,
Eyvah bittik,
Aç açık kaldık, derdiniz.
Söyleyin ya tutuşturduğunuz ateş?
Siz mi yetiştirdiniz onun ağacını yoksa biz mi?
Biz onu kervanlar için bir fayda ve ibret yaptık,
Artık yüce rabbinin ismini dile getir. Vakıa 56/62-74."

Gördüğünüz gibi ayet incir ve zeytine bakmamızı istemiyor, onları yetiştiren rabbimize bakmamızı istiyor. Ama Cin suresindeki cinlerin yaptığı gibi uydurarak değil, uydurmadan bakmamızı istiyor. Eğer göremezseniz surenin son ayetine bakın, orada kendisi açıklıyor. )        

2. Bak gelişmenin geçmişine,

("Tur": Gelişme. "Sinn": Yaş, yaşanmış olan zaman. "Sinin": Geçmiş seneler, tarih. 

Tur Arapçada çok bilinen yaygın bir kelime değil. Kuran'da bu sure dışında, Müminun 23/20 ve Kasas 26/29,46 ayetlerinde üç kere daha geçer. Kelime hakkında yapılan yorumlar İbranice kökenli olduğunu gösteriyor. Sözlüklerde ve tefsirlerde dağ anlamı verilir. Ancak Elmalılı rivayetlerden hareketle, Tur'u diğer dağlardan ayıran önemli bir fark olduğunu söylüyor. Bu fark, meyve veren ağaçlarla dolu bakımlı ve güzel dağlar olmasıymış.  

Elmalılı'nın bu alıntılarını okuduğumda aklıma ilk gelen eski bir atasözü oldu; "Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur." Bu anlatılanların günümüz Türkçesindeki tam karşılığı tarımsal yenilikler, başka bir ifadeyle Mezopotamya'da ve Mısır civarında gerçekleştirilen bilimsel gelişmelerdir. )

3. Bak şu korunmuş topraklara,

( Mekke ve civarındaki korumaya dikkat çekiliyor. Kabe'nin inşa nedenini ve bu korumanın iç yüzünü Hac suresinde görebilirsiniz.)

4. Şüphesiz biz insanı göklere yükselebilecek bir yetenekte şekillendirdik de,

("Takvim": Eğriyi doğrultmak, düzene sokmak, kıvamına getirmek, kıymetlendirmek. "Hasen": Güzel. "Ahsen": En güzel, en iyi. )

5. Sonra hayvandan bile aşağı eski haline geri çevirdik,

("Sefil": Sefalet çeken, yoksul, aşağılık, adi. "Esfel": En yoksul, en aşağılık. "Redd": Reddetmek, geri çevirmek.)

6. Ancak iman edip içten olanlar hariç, onlara kesintisiz bir ödül var,

7. Buna rağmen sana dini yalanlatan nedir,

8. O İlah bilgelerin bilgesi değil mi? 

("Hakim": Herkesin bilmediğini bilen, bilge, Allah'ın isimlerinden biri. "Ahkem": En iyi, en güzel, en yüksek, en bilge. )

***