İnsanla
görünen O İlah adına,
1.
Suratını astı ve döndü,
2. Gelen
bir kör diye,
3. Ne
bilirsin belki o arınacak,
4. Veya düşünecek de bu düşünce ona fayda verecek,
5. Ama
diğeri dinlemek bile istemiyor,
6. Buna
rağmen sen ona dönmeye çalışıyorsun,
7. Hem de
onun arınmasından sorumlu olmadığın halde,
8. Biri
sana koşarak geliyor,
9. Ve içi
ürpererek,
10. Ve
sen onunla ilgilenmiyorsun,
11.
Hayır, şüphesiz bu (Kuran) bir zikirdir (ilimdir),
12.
O zikri (ilmi) dileyen kimseler için,
13.
Bilgi dolu sayfaların içinde,
14.
Arınmış ve yükselmiş,
15. Temsilcilerin elleriyle,
16.
Cömert hayırseverler eliyle.
( Sanırım Cebrail suretindeki Dihye bin Halife'den ve temsilcilik yeteneğine sahip Ebubekir, Ömer gibi diğer insanlardan söz ediliyor. )
17.
Kahrolası insan, nasıl da kafirlik (akıl körlüğü) ediyor,
18. Onu
hangi şeyden yarattı (adam etti)?
19.
Onu birkaç damla döl suyundan yarattı (adam etti) ve ona bir yol (hayat) belirledi (kader etti),
20.
Sonra ona yolu (hayatı) kolaylaştırdı,
21. Sonra onu öldürdü ve onu kabre koydu,
22. Sonra
dilediğinde onu diriltip yayar.
(Nüşur": Neşriyat, çoğaltmalar, yaymalar, dağıtmalar, ölüm için kullanıldığında diriltmeler, dirilişler.
Ölmek, ölümü bilmek demektir. Ölümü bilmeseydik, biz de hayvanlar gibi ölüm korkusu olmadan yaşar ve ölümü bilmediğimiz için ölümsüz olurduk. Ne var ki, böyle olsaydı biz de hep hayvan olarak kalır ve insan olamazdık. Şu halde, ölümün korkusunun insana tedbir almayı öğreten ve yaşatan bir bilgi olduğunu söylemek mümkündür. Gün gelir bu tedbirler ölümü ele geçirip yok eder ve biz o zaman ölümü unutup tekrar ölümsüz oluruz. Kuran o güne, gelecekteki diriliş günü der. )
(Nüşur": Neşriyat, çoğaltmalar, yaymalar, dağıtmalar, ölüm için kullanıldığında diriltmeler, dirilişler.
Ölmek, ölümü bilmek demektir. Ölümü bilmeseydik, biz de hayvanlar gibi ölüm korkusu olmadan yaşar ve ölümü bilmediğimiz için ölümsüz olurduk. Ne var ki, böyle olsaydı biz de hep hayvan olarak kalır ve insan olamazdık. Şu halde, ölümün korkusunun insana tedbir almayı öğreten ve yaşatan bir bilgi olduğunu söylemek mümkündür. Gün gelir bu tedbirler ölümü ele geçirip yok eder ve biz o zaman ölümü unutup tekrar ölümsüz oluruz. Kuran o güne, gelecekteki diriliş günü der. )
23. Ama o
söyleneni yapmıyor,
24. Oysa
yediğine bir baksa,
25. Suyu nasıl akıttığımıza,
26.
Toprağı nasıl kabarttığımıza?
27.
Böylece orada tohumlar yetiştirdik,
("Habbe": Tane, tohum.
Suyun aktığı doğru, aktığı yerde toprağı kabarttığı da doğru, ama tam da
tohumların olduğu yere doğru akması sizce normal mi? Sizce bu ayetler bir şeyler
anlatmak istemiyor mu? )
28.
Üzümler, yoncalar,
29.
Zeytinlikler, hurmalıklar,
30. Sık
ağaçlı bahçeler,
31.
Meyveler ve çayırlar bitirdik,
32. Sizin
ve hayvanlarınızın yaşamı için.
( Öyle anlaşılıyor ki tarım Adem'le başlamamış, daha önce başlamış. Kim onlar?
Kuran bilgelik kitabıdır. İnsanlığı ayağa kaldıran kimliği meçhul ilk bilgeden ve Ondan sonra Ondan aldıkları bilgiyle bu görevi sürdüren diğer bilgelerden söz ediyor. Kuran'ın Allah (O İlah) olarak takdim ettiği o tek bilge, insanlık alemindeki tüm bilgelerin ve bilgeliklerin toplandığı ortak kavramdır. Kuran'ın çoğu kere "biz" zamirini kullanmasının nedeni de budur. )
33. Fakat
o büyük kargaşa sesi duyulduğunda,
("Sahb": Feryat figan, gürültü patırtı, seslerin birbirine karışması. "Sahhab": Gürültü patırtı çıkaran. "Sahh": Çok şiddetli gürültü patırtı. "Sahha": Kulakları sağır eden bağırış çağırış, toplumsal kargaşa.
Özel bir çığlık sesi aramayın. Ayetin kastettiği toplumsal bir kaosun yarattığı kargaşa sesidir. Tıpkı, karga sürülerinin tehlike anında çığlık çığlığa bağırarak gökyüzünü velveleye verdikleri gibi. )
34. O gün
kişi kardeşinden kaçar,
35.
Anasından babasından,
36.
Eşinden ve çocuklarından bile,
37. İşlerin tatil edildiği o günde herkesin kendince bir işi vardır,
38. İşlerin tatil edildiği o günde bir takım yüzler sakindir,
39.
Mutlulukla gülümser,
40. İşlerin tatil edildiği o günde birtakım yüzleri ise keder bürümüş,
41.
Kapkara kesilmiştir,
( Çünkü onlar insanlığın ölümsüzlük çabasına destek vermemiş ve insanlığı yaşatmak için çalışmamışlardı. )
( Çünkü onlar insanlığın ölümsüzlük çabasına destek vermemiş ve insanlığı yaşatmak için çalışmamışlardı. )
42. İşte
onlar, azgın kafirlerdir (akıl körleridir).
***
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder