76 İNSAN (Unutkan)

İnsanla görünen O İlah adına,

1. İnsan kayda değer bir şey değildi, sonsuz zamanın içinde geçen uzun zamanlar önce, 

("Dehr": Sonsuz zaman. "Hin": Zamanın uzun parçası, çağlar. 

İnsanın yaratılışı zannettiğimiz kadar eski değilmiş, en fazla 15-20 bin yıllık bir geçmişi var. Hayır şaka yapmıyorum, gerek Kuran, gerek Tevrat, gerek İncil ve gerekse 7000 yıllık eski Sümer yazıtları bunu doğruluyor. Daha önceki zamanlar tanrı insanların, melek insanların, cin insanların yaratılışı ile ilgili zamanlarmış ve günümüzün bilim dalları evrim teorisi ile o geçmişe ulaşmaya çalışıyor. )

2. Gerçek şu ki biz insanı birbirine kavuşan iki damla sudan yarattık da denemek için işitir ve görür kıldık,

( Birbirine kavuşan o iki damla sudan biri erkeğe diğeri dişiye aittir. Ancak unutmamak gerekir ki eşekler de iki damla sudan meydana gelirler ve onlar da işitip görürler. Yaratmak, bir eşeğe işittiklerini ve gördüklerini anlama yeteneği kazandırıp adam etmek demektir. )

3. Ve onu sebile (geniş yola, hayata) ulaştırdık, artık ister teşekkür etsin, ister kafirlik (kalp körlüğü) etsin,

( Geniş yol olarak tercüme edilen Sebil gerçek hayattır. Genişliği, melekler olarak bildiğimiz bilge insanların sunduğu üretim ve hizmetlerdir. )

4. Şüphesiz peş peşe gelen kâfirler (kalp körleri) için boyunduruklar ve çılgın bir ateş hazırladık,

5. Doğrulara ise kadehlerde hoş kokulu içecekler,

6. Doyasıya ve O İlah’ın iyi kullarına has kaynaklardan,

7. Onlar faydalı işlere yönelip yüklenir ve dehşeti her yeri kaplayan o günden korkarlar,

("Nezr": Adak adamak, faydalı işlere yönelmek, faydalı işleri yüklenmek. )

8. Yoksula, yetime ve esire severek yedirir,

9. Ve derler; Size sadece O İlah'ın yüzü hürmetine yediriyoruz, herhangi bir karşılık ya da teşekkür beklemiyoruz,

10. Çünkü biz rabbimizin kaşını çattığı o günden korkarız,

11. İşte böylece O İlah onları o günün dehşetinden koruyup sevince kavuşturur,

12. Sabırlarının karşılığı cennette ipek elbiselerdir,

13. Koltuklara kurulurlar, ne yakıcı sıcak vardır ne de dondurucu soğuk,

14. Gölgeli ağaçların altında meyveler koparılmayı bekler,

15. Çevrelerinde gümüşten kaseler ve göz alıcı kadehler dolaştırılır,

16. Gümüşten öyle kadehler ki tam ölçüsünde belirlenmiş,

17. Ve zencefil kokulu enfes bir içki sunulur kadehlerde,

18. Bitmez tükenmez kaynaklardan,

19. Çevrelerinde ölümsüz çocuklar koşuşur saçılmış inciler gibi,

( Bu çocukların, dünyada çocuk sahibi olamayan anne babaların cennette doğup büyüyen cennet çocukları olduğu söylenir. )

20. Ne yana bakarsan bak, büyük bir nimet ve saltanat görürsün,

21. Üzerlerinde renkli ipek ve atlastan elbiseler vardır, gümüş bilezikler takınmış, rableri tarafından ikram edilen enfes içkiler içmektedirler,

22. Bu sizin gayretinizin karşılığıdır.

23. Okunanları sana yavaş yavaş indiren biziz,

24. Artık rabbinin hükmüne sabret, kötülere ve kafirlere (kalp körlerine) boyun eğme,

25. Sabah akşam rabbinin ismini zikret (o ismin ilmini düşün),

26. Uzun gecelerde Ona secde et (ayaklarına kapan) ve Onu dile getir,

27. Onlar dünyayı seviyorlar da o zor günü unutuyorlar,

28. Onları biz yarattık, akrabalık bağları ile biz bağlayıp esir ettik, dilersek benzerleri ile değiştiririz,

("Esr": Esir etmek, sağlam bağlamak, akrabalık bağları ile bağlamak, takviye etmek, güçlendirmek. 

Ben bu ayetin anlamında rahmetli Elmalılı'nın kundak bağları ile yetinmiştim ama çalışma arkadaşımız Saffet bey esir kelimesinin anlamını doğrulttu ve meali yukarıda okuduğunuz biçimde değiştirdi. )

29. Şüphesiz bu bir hatırlatma, artık dileyen rabbine doğru bir yol tutar,

30. Şu da var ki, O İlah dilemeseydi siz dileyemezdiniz, şüphesiz O İlah bilgelerin alimidir,

31. Dilediğini merhametine dahil eder ve zalimler (nefsine uyanlar) için acıklı bir azap hazırladı.

***


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder